Süt en değerli besin kaynaklarımızdan biri olarak hepimizi çokça ilgilendiriyor. Bu konuyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde Diyetisyen Selahattin Dönmez’in “Sütlü Kahvaltılar” toplantısına katıldım ve sütle ilgili çok önemli bilgiler edindim.
Hamile olduğum için süt, benim araştırıp doğru bilgilere erişmeye çalıştığım konulardan biri oldu tabiî ki… Öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak için de toplantıdan notlarımı aktarmak istedim.
Öncelikle, süte uygulanan ısıl işlem türlerinden bahsedelim;
- UHT (Uzun Ömürlü Sütler)
- Pastorizasyon
Çiğ sütteki zararlı mikroorganizmaların yok edilmesi ve yararlı vitamin, proteinlerin ise mümkün olan en fazla oranda korunması için ısıl işlem uygulanmaktadır.
UHT yani uzun ömürlü sütlerde ısıl işlemler 2-6 saniye arasında 135-150 derecede çiğ süt ısıtılıp, soğutulmaktadır. Hemen ardından steril ortamda hava, ısı, ışık geçirmeyen ambalajlarda paketlenir ve açılmadan raf ömrü 4 aydır. UHT işlem görmüş sütler son derece güvenli ve besin değeri yüksektir, açıldıktan sonra buzdolabında saklanmalı ve 3 gün içinde tüketilmelidir.
Pastorizasyon işleminde ise, 12-16 saniye arasında 72-80 derecede çiğ süt ısıtılıp, soğutulur ve insan vücudunda hastalığa neden olan bakteriler yok edilir. Pastorize edilmiş sütlerin buzdolabında saklanma koşulu ile raf ömrü 3 ila 10 gün arasıdır.
UHT ve Pastorizasyon işlemleri sonucunda sütün içinde bulunan vücuda yararlı protein, yağ, vitaminler muhafaza edilir ve evde çiğ sütü kaynatmaya oranla daha yüksek besin değeri bulunur.
Neden evde çiğ sütü kaynatınca sütteki yararlı maddeler yok oluyor?
UHT ve pastorizasyonda sütü ısıtma ve soğutma işlemleri en fazla 16 saniyede yapılıyorken, evde çiğ sütü kaynatmak 15-20 dakikada yapılır. Evde sütün ısısını 130 dereceye çıkarmak çok mümkün olmadığı için kaynama noktasında en az 15 dakika kaynatılmalıdır ki zararlı mikroorganizmalar yok olsun. 15-20 dakika kaynayan süt mikroplardan arınırken, aynı zamanda içindeki yararlı vitamin, proteinleri de yüksek oranda kaybeder.
Ayrıca, denetimsiz sütleri tüketmek sağlık açısından büyük risk taşıdığı için bu konuda hassas olmak en doğrusu olacaktır.
Süt, her yaşta kemik sağlığımız için vazgeçilmez besinlerden olduğu için okul öncesi çocuklarda günde 2-3 porsiyon, ergenlikte günde 2 porsiyon, menopoz döneminde günde 3 porsiyon, hamilelerde ise günde 4 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketilmelidir. Süt tüketimine gerekli özeni göstererek, yaşlılıkta kemik yoğunluğu kaybını da en aza indirebilmek mümkün oluyor.
Tükettiğiniz sütün güvenli olup olmadığı konusunda kaygı duyuyorsanız, ısıl işlem görmüş denetimli sütlerin her zaman ciddi bir prosedürden geçtiğini unutmamalısınız. Bu nedenle, sokak sütleri yerine, sağlıklı ambalajlarında satılan sütleri belirtilen raf ömrü içinde tüketmeye özen göstermelisiniz.