Güzel ve keyifli, çok olumlu süreçle hamileliğim başladı. Kanalımı yeni açtığım zamanlara da denk geldiği için negatif duyguları yaşamam için zamanım yoktu, kendimi işime odaklamıştım. Hamileliğin başlamasıyla duygular, düşünceler değişmeye ve kaygılar da haliyle artmaya başlıyor. En ufak bir kötü his bebeğinizle ilgili kaygılara yol açabiliyor. Bu nedenle de kanalıma vakit ayırmak hamilelik sürecimi de çok pozitif etkiledi.
Doğru bilgiye ulaşmak ve endişemi arttırmamak için hamilelik sürecimde bu konuyla ilgili internetteki kişisel yorumlar ve deneyim yazılarını okumaktan kaçındım. Çünkü en ufak olumsuzluk bile çok ciddi moralimi bozabiliyordu. Bu nedenle kitapları okumaya özen gösterip, doktorumla sorularımın cevabını aramayı tercih ettim. Tavsiyem, siz de bebeğinizle ilgili karşılaşabileceğiniz durumları doktorunuza sorun ve internetteki bilgilerle kendinizi kötü etkilememeye çalışın.
Hamileliğim ilerlerken, ben de bu döneme alışmaya başlamışken kendimi çok iyi hissediyordum, mutluydum. İlk haftalarda mide bulantılarım olsa da dayanılabilir seviyedeydi. İlk 6 hafta bulantım olmadı, seviniyordum ama 10. Hafta itibariyle bulantılarım başladı. Genelde hamilelikte gündüz bulantıları olur ama benim akşam bulantılarım vardı. Yatağımın yanına tuzlu atıştırmalıklar alıp, midem bulandığında bunları yiyip midemi rahatlatmaya çalıştım. 6 hafta içinde de bulantılarım geçti. Bu süreçler hep çok güzel geçti. 24. haftaya kadar muhteşem bir hamilelik süreci yaşadım diyebilirim.
Detaylı ultrason zamanım geldiğinde 24. haftadaydım. Öncesinde ise ikili tarama testi çok iyiydi, bebeğimin gelişimi olması gerektiği gibi devam ediyordu. Detaylı ultrason zamanı geldiğinde, o zaman ki doktorum Perinatolog olmadığı için bu alanda uzman bir doktora gitmem gerekiyordu. Ben de Türkiye’nin en iyi Perinatologlarından olan Doktor Atıl Yüksel’e gitmeye karar verdim. Detaylı ultrason yaklaşık 40 dakika sürüyor ve bebeğinizin parmak sayılarından, iç organlarına kadar tüm bedeni inceleniyor. Ultrason günü geldiğinde çok heyecanlıydık eşimle ve bebeğimizi göreceğimiz için de çok mutluyduk. Yaklaşık 40 dakikanın ardından Doktor Atıl Bey eşimle bana dönüp “evet çocuklar birkaç şey gördüm, onları detaylı bir şekilde sizinle odada konuşmak istiyorum” dedi ve o an dünyam başıma yıkıldı. Tek hatırladığım müthiş derecede korktuğum oldu.
Odaya gittiğimizde Atıl Bey bize durumu açıklamaya başladı ve tek Anomili görse bu konuşmayı yapmayacağını ama iki Anomili gördüğü için bizimle konuşmak istediğini belirtti. Acil olarak Amniyosentez yaptırmam gerektiğini söyledi. 24. haftada olduğum için bebeğim çok büyümüştü ve artık ne olursa olsun yapabileceğim bir şey yoktu. Amniyosentez yaptırmak için de karar vermemiz gerekiyordu, çünkü çok nadir de olsa riskleri olabilen bir işlem. Ancak hamileliğimi de endişelerimle geçirmeyi göze alamadım ve Amnniyosentez yaptırma kararı aldım.
Ertesi gün Atıl Bey Amniyosentez yapmak istediğini söyledi ve gittik. Gece boyu ağladım, internetten birçok yazı okudum ama daha önce de belirttiğim gibi internette edindiğiniz bilgiler kafa karışıklığına da yol açabildiği için en doğrusu doktorunuza bu süreci anlamaya çalışmak olacaktır. Aslında çok kolay bir işlem diyebilirim. İncecik bir iğne karnınıza giriyor, kendinizi kasmadığınızda çok da hissetmeyeceğiniz bir işlem… Amniyosentez’e başlamak için bebeğin hareket halinde olmaması gerekiyor. Bebeğim stabildi ama iğne girdiğinde hareket etmeye başladı. Tam o an’da ultrason ekranından gördüğüm kadarıyla ve panikle iğnenin, bebeğimin ayağına değdiğini düşündüm. Tabi o an doktorum Atıl Bey beni sakinleştirdi ve iğnenin bebeğime değmediğini açıkladı. İşlem çok kısa sürdü, ve yaklaşık 2-3 saat boyunca bu işlemi yaptırdığınız yerde dinlenmeniz gerekiyor. İçim rahat olsun diye doktorumdan rica ettim ve 2-3 saatlik dinlenmenin ardından ultrason’da bebeğimi görmek istedim. Doktorum da kabul etti ve bebeğimin hareketlerinin normal olduğunu gördükten sonra rahatlayabildim.
Asıl zorlu süreç, Amniyosentez testinin sonucunu beklerken ortaya çıkıyor. 6 hafta kadar bir sürenin ardından sonucu alabiliyorsunuz. Bu 6 haftanın nasıl geçtiği tarif etmem imkânsız… 6 haftanın ardından bir gün çok bunalmıştım ve alışveriş merkezini gezmeye gitmiştim. Laboratuvardan aradılar ve tam o sırada da kızıma giysiler bakıyordum. Telefonda test sonuçlarının temiz çıktığını söyledikleri an hüngür hüngür ağlamaya başladım. Hemen annemi, eşimi aradım her şeyin yolunda olduğunu söyledim. İnanılmaz bir gündü benim için.
İyi haberi aldıktan sonra tekrar hamileliğimin keyfini çıkarabileceğimi, önümü görebileceğimi hissettim. Bu dönemi de atlattıktan sonra bir diğer önemli aşamaya geldik aslında… Hamilelik sürecinde doktorunuz ile olan iletişiminiz gerçekten çok önemli. İlk 33 hafta tanıdığım doktorumla devam ettim. Amniyosentez’i Atıl Bey’e yaptırdıktan yani 24. haftadan itibaren doktorumun tavırlarında bana karşı değişikliği gözlemlemeye başladım. Doktorum telefonlarıma çıkmamaya başladı. Amniyosentez sonrasında karnımda hafif bir ağrı hissetmeye başlamıştım, Atıl Bey’i aradım ancak yurtdışındaydı ve ben de kendi doktoruma danışmak istemiştim. Kendi doktorum da 4-5 kez aramama rağmen telefonlarıma çıkmadı, mesajlarıma cevap vermedi. 3 saat sonra bana geri döndüğünde kendisini aramamı ve Amniyosentez yapan doktoru aramam gerektiğini söyledi. Bu tavır karşısında benim için her şey bitti diyebilirim. O noktada ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Eşimle konuştuğumda macera aramamı, bu doktorla devam etmemin iyi olacağını söyledi. Bir ihtimal benim alınmış olabileceğimi düşünmüştü. Süreci geçiştirdik ancak 34. haftaya geldiğimizde doktorumun bana karşı ilgisizliğinin yanı sıra normal doğum istediğimi bildiği halde beni Sezeryana yönlendirdiğini hissetmeye başladım. Kendimi normal doğuma psikolojik olarak hazırlamışken, Sezeryan düşünmek istemiyordum. Eşimle konuşmaya karar verdim ve doktorumu da değiştirmek istediğimi belirttim. Doktorumu değiştirme kararımda çok sevdiğim bir arkadaşım bana destek oldu ve cesaretlendirdi. Böylece sevgili doktorum Cem Batukan’a geçiş yaptım.
Şimdi anlıyorum ki çok doğru bir karar vermişim. Doktorum Cem Batukan hem Profesör hem de Perinatolog ve normal doğumu destekliyor. Bu süreçte beni bilgilendirdi ve yönlendirdi. İyi ki 35. haftamda radikal bir karar alıp doktorumu değiştirmişim. Hamileliğimin artık son günleriydi ve 13 Temmuz gece saat 1 gibi hastaneye gittik. Sancılarım sabah 10’a kadar dayanabileceğim kadardı yani 7 cm’e kadar güle oynaya geçirdim sancılarımı. 7 cm’den sonra durma oldu ve bu süreci hızlandırmamız gerekiyordu. Doktorum bana iki alternatif önerdi. İlki suni sancı ile 10 cm’e ulaşmaktı. İkincisi de keseyi patlatmak olacaktı. Ben kesenin patlatılmasını tercih ettim. Kesenin patlatılması da sancılı olabileceği için doktorum uyardı ama bir şekilde dayanmak zorundaydım. Kese patlatıldıktan sonra da başka bir boyuta geçtim. Kese patlatılmadan önce sancılar 3 dakikada bir gibi belirli aralıklarla geliyordu ve dinlenecek zamanım oluyordu ama kese patlatıldıktan sonra sancılarda sıklaşmaya başladı. 7 cm’den 10 cm’ çıkana kadar doğumu tetiklemek için ayakta ya da pilates topunda hafifçe zıplayarak geçirdim. Sezeryan fikrini hiç düşünmedim ama tabi ki son bir alternatif olarak hep vardı. 10 cm’e yaklaşırken Sezeryan da aklımın ucundan geçmeye başlamıştı, umutsuzluğa kapıldığım anlarda. “Yapamayacağım” diye defalarca söylediğimi hatırlıyorum. Sonra doktorum odaya gelip muayene yaptığında 10 cm olmuş, doğumhaneye alıyoruz dediği anda inanamadım. Aslında 7 cm’den 10 cm’e gelene kadar ki süreç çok hızlı ilerlemiş bunda da yürümenin ve pilates topunun etkisi oldu ve süreci çok hızlandırdı. Doğumhaneye alındıktan sonra 15 dakika içinde doğumum gerçekleşti. Ben tabi o sürecin bu kadar kısa olduğunu anlamadım ama söylenene göre ve sonra doğum videomu izlediğimde farkına vardım. Muhteşem bir ekip vardı ve beni çok iyi yönlendirdiler. Kısa süre içinde bebeğim dünyaya geldi.
Doğum planı konusundan da bahsetmek istiyorum. Ben 38. haftada doktoruma danışarak doğum planı hazırladım. Doğum planımda bir gereklilik olmadıkça damar yolu açılmamasını, doktorumun önerisi ve onayı olmadan Epidural ve Sezeryan’a yönlendirilmek istemediğimi içeren taleplerimi detaylarıyla anlattığım bir metin yazdım. Doğum planımda epizyotomi istemediğimi de belirttim. Epizyotomi dediğimiz şey de doğumun kolay şekilde gerçekleştirilmesi için kesik atılması anlamına geliyor. Ben bu kesiklerin rutin olarak yapılmasına karşıyım, tıbbi bir gereklilik varsa yapılması gerektiğini düşünüyorum ve bu şekilde de belirttim. Bu konuda doktorun tecrübesi de çok önemli. Sıfır dikişle doğumumu gerçekleştirebildim ve bu doğumu da doktorumun tecrübesi ve yardımıyla atlatabildim. Ayrıca, doğum planımda bebeğimin doğar doğmaz kucağıma verilmesini, ilk 24 saat içinde yıkanmamasını istedim. Tüm bu noktalar sizin kararınızla ve doktorunuza danışarak uygulanabilecek aşamalar. Hiçbir şekilde düşüncelerinizi paylaşmaktan kaçınmayın. Tüm ekibin doğum planıma uygun davranması da beni çok mutlu etti.
Bu süreçlerin ardından çok kısa sürede bebeğimi kucağıma alabildim. Normal doğum yapmanın ve dikişimin olmamasının avantajlarını gördüm. Normal doğum yapmak isteyip de korkularınız varsa kendinizi korkutmayın ve kararınızı verin. Doğurduğunuz an itibariyle tüm acılarınız bitiyor. Normal doğumun hemen sonrasında kendinizi dinç hissetmenin de avantajıyla bebeğinizle ilgilenebiliyorsunuz. Hamileliğiniz süresince içgüdülerinize güvenin, doktorunuzla olan iletişiminize önem verin.
Anne adayları için de umuyorum hamilelik ve doğum süreciniz keyifle, rahat bir şekilde geçer. Siz de bu süreçlerinizi paylaşmak isterseniz yorum olarak bırakabilirsiniz.